| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | endişe verici | worrisome s. | ||
|
This is especially worrisome. Bu özellikle endişe vericidir. More Sentences |
||||
| Genel | endişe verici | disquieting s. | ||
|
The disquieting news of the impending storm made everyone anxious. Yaklaşan fırtınayla ilgili endişe verici haberler herkesi tedirgin ediyordu. More Sentences |
||||
| Genel | endişe verici | worrying s. | ||
|
Computer terrorism and environmental terrorism are worrying features of today's world. Bilgisayar terörizmi ve çevresel terörizm günümüz dünyasının endişe verici özellikleridir. More Sentences |
||||
| Genel | endişe verici | uneasy s. | ||
|
There was an uneasy silence. Endişe verici bir sessizlik vardı. More Sentences |
||||
| Genel | endişe verici | alarming s. | ||
|
The situation there can only be described as alarming. Oradaki durum sadece endişe verici olarak tanımlanabilir. More Sentences |
||||
| Genel | endişe verici | concerning s. | ||
|
Recent reports concerning the future of CAP are certainly worrying. OTP'nin geleceğine ilişkin son raporlar kesinlikle endişe vericidir. More Sentences |
||||
| Genel | endişe verici | frowning s. | ||
| Genel | endişe verici | threatening s. | ||
| Genel | endişe verici | fraught s. | ||
| Genel | endişe verici | agitative s. | ||
| Genel | endişe verici | thundery s. | ||
| Genel | endişe verici | dismayful s. | ||
| Genel | endişe verici | disturbant s. | ||
| Genel | endişe verici | disturbative s. | ||
| Genel | endişe verici | fearful s. | ||
| Genel | endişe verici | discomforting s. | ||
| Genel | endişe verici | orgulous s. | ||
| Archaic | ||||
| Eski Kullanım | endişe verici | molestful s. | ||
| Slang | ||||
| Argo | endişe verici | heavy s. | ||
| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | endişe verici haberler | alarming news i. | ||
|
Alarming news came from the suburbs. Banliyöden endişe verici haberler geldi. More Sentences |
||||
| Genel | endişe verici olmayan | unalarming s. | ||
| Genel | endişe verici olmayan | unfraught s. | ||
| Genel | aşırı endişe verici | overfraught s. | ||
| Genel | endişe verici oranda/derecede | at the alarming rate zf. | ||
| Genel | endişe verici bir şekilde | unsettlingly zf. | ||
| Genel | endişe verici şekilde | fearfully zf. | ||
| Idioms | ||||
| Deyim | rahatsız edici/endişe verici şey | three-alarm fire i. | ||
| Deyim | endişe verici olmak | ring the bell f. | ||
